Asrın felaketi mi… yoksa tarihin felaketi mi? Evet… insanlık yüz yıldan beri değil, bin yıldan beri böyle bir felaket yaşamadı. Çünkü, bin yıldan beri aynı yerde, aynı günde iki “yer kırılması” gerçekleşmedi. Bir hafta önceki yazımda: “Sekiz saat arayla 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki deprem gerçekleştiyse… o depremlerin çarpan gücü birlikte hesaplanmalı ve azından 10 ile 11 arası şiddetinde bir depremin yaşandığı kabul edilmelidir” diye yazmıştım. Bu yazı yayınlandıktan 3-4 gün sonra ABD Uzay Araştırma Merkezi (NASA): “6 Şubat depreminin gücü; 7.7 değil, 11 şiddetindedir. Ayrıca Türkiye’de iki değil, Gaziantep çevresinde 6.0 ve 6.7 şiddetinde iki başka depremle birlikte aynı günde dört deprem yaşanmıştır” dedi. Son Hatay (6.4) depremi de beşinci depremdir. Bu pencereden bakıldığında bu kadar beş depremin fay hatlarının çarpışması tüyler ürpertiyor. Yıkımın 11 ili kapsamasının gerçek nedeni budur. Ayrıca 6 000 artçı yaşandı ve bu artçılar hala devam ediyor.
Muhalefet bugüne kadar her zaman hükümetin “kentsel dönüşüm” projelerini durdurma mücadelesi verdi. Neymiş efendim kentsel dönüşüm değil… “rantsal dönüşüm”müş. Hatay’da şimdiki CHP’li Belediye Başkanı kentsel dönüşüm projesini engellemek için meydan mitingi düzenledi. Engelledi. İstanbul’da Gürsel çetin dava üstüne dava açtı. Açtığı davaların 6 tanesi hala devam ediyor. Afyon Milletvekili Avukat Burcu Köksal, Afyon kentsel dönüşüm projesini yargıtaya taşıdı ve davayı kazandı. Şurası açık bir gerçektir ki, 6 Şubata kadar kentsel dönüşümleri engellemeyi zafer sayan bu tipler bugün: “Devlet yok!” diye bağırıyor.
Evet… acı ve yıkımın tarifi zor. Ama Türkiye tek yürek oldu. Depremin yaralarını sarmak için insanlar geceyi gündüze katıyor. İnanılmaz bir dayanışma süreci yaşıyoruz. Düşünebiliyor musunuz… hasarlı binaları yıkmakta olan Afad ekibi çalışma sırasında yıkılan binadan kedi seslerinin geldiğini duymuş ve yıkımı derhal durdurmuşlar. Şimdi hayatta kalan bu üç kediyi, bu üç canlıyı kurtarma mücadelesi veriyorlar. Ama kimi vijdansızlar da ofislerinde viskilerini yudumluyor ve zehirlerini saçmaya devam ediyor. Arama-kurtarma ekiplerine çamur atıyorlar. AFAD’ın önce AK Partilileri kurtardığını yaymaya çalıştılar. “Hatay Barajı yıkıldı. Baraj patladı” dediler. Hatayda 7 bin Suriyeli ölmüş. Kalanlarınsa gidecek yerleri yok. Suriyeli oldukları anlaşılmasın diye yardım istemiyor, sokakta yatıyorlarmış. Bayan Akşener utanmadan: “Hatay’da yabancılara gayrimenkül satışı yasaklanmalı” diyor. Oysa ki, Hatay’da bu yasak 43 yıldan beri uygulanıyormuş.
Başaramadılar… başaramıyorlar… başaramayacaklar! Türkiye “tek yürek”tir. Tek yürek olmaya devam edecektir. İnsan olan insana dil ve din ayrılıkları… ulusal ayrılıklar vız gelir, tırıs gider. Biz yetmiş iki buçuk milleti bir arada yaşatan/yöneten Osmanlının devamıyız. TIR’ların önüne astıkları bezlerden anlıyoruz ki, isimlerini bilmediğimiz şirketler, dernek, kuruluş ve siyasi partiler… yine isimleri sayılamayacak kadar çok dünya devleti acımıza ortaktır. Olabilir… 85 milyonluk bir ülkede elbette hainlere de rastlanacak. İnsanlık düşmanları elbette ellerinden geleni ardına koymayacak. Fakat şu gerçek kafalara iyice kazınmalıdır ki, Türkiye en çok bir yıla kadar bu yıkımın yaralarını saracaktır. Kimsenin sol göğsünün altı kararmasın… Türkiye “büyük ülke”dir ve 21.inci yüz yıl “Türkiye yüzyılı” olacaktır. Bunu ne ABD, ne Batı… ne de onların içimizdeki uzantıları engelleyebilir.
İşte… odalar, borsalar, inşaat firmaları… inşaat mü hendisleri, üniversiteler, bilim dünyası… hemen hemen herkes el ele veriyor… sahaya iniyorlar. Sizler neredesiniz? Bütün Türkiye depremzedelere kucak açtı. “Evim yuvan olsun” kampanyasına, bu onurlu harekete “bir günde” 4191 başvurdu. Yani bu kadar insan sokakta kalan depremzedelere kucak açtı ve: “Gelin eviniz yapılıncaya kadar benim evimde kalın!” dedi.
Türkiye’den… dünyanın her tarafından bütün varlığıyla dayanışma kampanyalarına katılanlara bin selam!
Bütün sağlık çalışanlarına, görevlilere… ordu, polis ve jandarmalara selam!
Bu kışta kıyamette gönüllü olarak deprem bölgesine giden… hele hele dünyanın dört bir yanından koşup gelen ARAMA-KURTARMA ekiplerine binlerce selam!