Bırakalım savunma sanayiindeki gelişmeleri, şu son yirmi günde açılışı yapılan tesislere… yeni dev adımlara kısa bir göz atalım. Çanakkale köprüsü Ege, Marmara, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgelerine hayat verecek dedik. İşte Ezine “sanayi şehri” oluyor. 67 000 firma Ezine’de yatırım kararı aldı. Bu firmaların büyük çoğunluğu tarım ürünlerinin işlenmesi alanında çalışacak. Ama başka dallarda da projeler var. İstanbul’daki fabrikalar Anadolu’ya dağılacağı için birçok firmanın gözü, Çanakkale Köprüsü civarındadır. Ezine “organize sanayi bölgesi” 200 binden fazla istihdam sağlayacakmış. Çanakkale Köprüsünün yapımına neden karşı çıktılar? Neden Türkiye ekonomisini doruklara çıkaracak tesisleri kötülüyorlar? Güya köprüde sağlanan geçiş ücretleri yeterli değilmiş. Bu nedenle yüklenici firmalara ödenecek taksitler fakir fukaranın, halkın cebinden, yani hazineden çıkıyormuş. Bay Kemal iktidara geldiğinde bu soyguna dur diyecekmiş vs… vs…
Nükleer Enerjiyi Menderes düşünmüş yapamamış. Demirel, Özal düşünmüş yaptırmamışlar. Erbakan düşündü alay ettiler. Ama Sayın Erdoğan’ın önünü kesemediler. Çünkü Türkiye bağımsız bir ülke oldu. Çünkü Türkiye çağ atlıyor! Eğer 2018 seçimleri kaybedilseydi… iktidara “batıcılar” gelseydi, nükleer santral de hayaldi.
Karadeniz doğal gazı Sayın Berat Albayrak’ın geleceği görme yeteneği sayesinde gerçekleşti. Çünkü bugünkü dört araştırma gemisinin yapımına o karar verdi. Bugün kendi gemilerimiz, kendi mühendislerimizle doğal gaz arayıp buluyorsak… bu zaferlere Bay Kemal takımının “hırsız” diye lekelediği Sayın Albayrak sayesinde ulaştık. Yine Gabar Dağı petrolleri… Gabar’da 2600 metreye inildi ve dünyanın en kaliteli petrol kaynakları keşfedildi. Cudi ve Gabar’da günde 100 bin varil petrol üretiyoruz. Bu rakam günlük petrol tüketimimizin onda birisidir.
Şuracıkta, yanı başımızda, Konya Karapınar’da inşa edilen güneş enerjisi tesisleri de Sayın Albayrak’ın eseridir. Dikkat edelim, buğday tarlasından değil, dünyanın en büyük “güneş tarlası”ndan söz ediyoruz. Berat Bey bu dev tesisin ortaklık sözleşmesini Alman Siemens şirketiyle yaptı. Evet… ortağız ama, şirketteki payımız % 50’nin üzerinde. Türkiye güneşi bol bir ülkedir. Artık Almanlar gibi biz de evlerimizin çatısında, kendi elektriğimizi kendimiz üreteceğiz. Devam edelim…
Üç km.lik Bolu Tüneli 17 yılda bitirilememişti. Bugün dünyanın üçüncü, Avrupa’nın çift tüplü en büyük tünelini (14.5 km.), Zigana Tünelini iki yılda tamamladık. Böylelikle Trabzon-Gümüşhane 3.5 saatten bir saate düştü. 1900 m. yükseklikte, 1700 metrelik ilk Zigana Tüneli Özal zamanında yapılmıştı. Ama bugün, mühendislik sektöründe inanılmazları gerçekleştirdik. Artık tünel ve viyadük mühendisliği konusunda dünyanın en ileri teknolojisini yaratıyoruz. Çünkü Türkiye büyük düşünüyor. Örneğin “hızlı tiren konusunda” da ön saflardayız. Abdülhamit ve Cumhuriyetin ilk döneminde 13 850 Km. demiryolu yapılmış. Fakat AK Parti iktidarına kadar bu demiryolu şebekesine çivi çakılmamış. Çürümekte olan demiryolları tekrar yenilendi. Sonra hızlı tiren projeleri devreye girdi. Böylelikle Ankara Sivas arası 12 Saatten 2 saate indi. Ayrıca şimdiden planlandı… Türkiye 20-25 yılda hızlı tiren ağıyla örülecek. Hatta Ankara’da bir başka deneme yapılıyor. Saatte 350 km. hız yapan “süper hızlı tiren” icadedeceğiz. Bütün bunlar gösteriyor ki, hedeflerimiz büyük ve bu büyük hedefler için bundan böyle daha çok koşacağız… daha hızlı koşacağız.
Ama muhalefet herşeyi yakma-yıkma peşinde. Çünkü Türkiye’nin en büyük düşmanı; bölücü Kürt anarşistlerdir. Kandil istiyor ki, Türkiye içe kapansın. Suriye’den, Irak’tan, Libya’dan çekilsin. Silahlı güçlerini çeksin. Onun için CHP üstyönetimi “tezkereye hayır” verdi. Bay Kemal: “elin memleketlerinde işimiz ne?” diyor. Ama “Orta Doğu bataklığını” Türkiye’den başka kimse kurutamaz. Bu nedenle muhalefet hükümetin attığı her adımı karalıyor. Yapılanları yıkacağım diye bağırıyor. Hükümeti “itibarsızlaştırmak” için her yalana baş vuruyor. Hükümetin itibarsızlaştırılması, devletin itibarsızlaştırılmasıdır. TC. Devleti’nin de azılı düşmanı KCK’dır. PKK’dır. Kandil’in en büyük korkusu; Türkiye’nin güçlü olmasıdır. Gözü dönmüş katiller hep bir ağızdan “Tayyip gitsin” derken, aslında “Türkiye batsın” imajı verdiler. Sosyal medya ve bir-iki satılmış kanal nedeniyledir ki, bu maya azımsanmayacak kadar tuttu. Ne yapıp yapıp seçimlerden sonra bu kalleş tuzağın çaresine bakılmalıdır. HDP Kesinlikle kapatılmalı ve yerini alacak Truva Atları’nın legalleşmesi kesinlikle önlenmelidir. Vatanı parçalamak isteyen şerefsizlere hangi ülkede altın tepside gül ikram edildi? Kandil kapatılmadıkça hiç kimsenin “Türkiye Partisiyiz” palavrasına inanılmamalıdır. Evet… halkların kardeşliğine inanıyorlarsa, Kürtler, Türkler ve öteki Türkiye Halklarının etle kemik olduğuna, biz ayırmak istesek bile ayrılmayacaklarına inanıyorlarsa… önce Kandil’in defterini dürmelidirler. KCK Varoldukça kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Ama devlette “devamlılık” esastır. İktidara kim gelirse gelsin önceki hükümetlerin imza attığı her uygulamanın şu ya da bu biçimde devamını sağlamak zorundadır.