Hoşgeldiniz  

Kılıçdaroğlu neden direniyor?

Ömer ÖZKAN | 21 Temmuz 2023 | Genel, Gündem, Köşe Yazıları


Ömer ÖZKAN
ozkanomer@gmail.com

Dile kolay… depremin maliyeti 3.5 trilyon liraymış. Yalnızca bu yılın, yani 2023 yılının bütçe açığı ise; 1 trilyon 100 milyar lira. Dünya krizinin daha da derinleştiği şu günlerde hükümetin işi zor. Sayın Erdoğan ve Sayın Şimşek gece gündüz çalışıyor. Devlet harcamaları kontrol altına alınDI. Katma değer oranları yükseldi. Benzin ve mazota yeniden ÖTV getirildi. Yeni vergiler de yolda. Evet… her olanaktan yararlanıyorlar. Körfez ülkeleriyle, Arap sermayesiyle ilişkiler yeni boyutlar alıyor. Ben yatırım amaçlı da olsa yabancı sermayeye karşıyım ama, hem ekonomi dar boğazda hem de batı sermayesiyle Arap sermayesinin özellikleri arasında farklar var. Körfez sermayesi genellikle “devlet tahvili” alıyormuş. Yeni ticari ilişkiler de sırada. Örneğin, “e-ticaret”… ama büyük çaplı e-ticaret devreye girecekmiş. Sonra “fon” yatırımları. Bilindiği gibi İstanbul dünyanın en büyük “finans” merkezlerinden birisi olacak. Bütün bu ekonomik ilişkiler içinde, kısa vadede devlet tahvili ve fon akışları çok önemli. Çünkü sıcak para. Zamların önü alınmalı. Enflasyon hız kesmiyor. Üç-dört ay içinde ne yapıp yapıp enflasyonun köpüğü alınmalı. Cari açığın dengelenmesi için yılda 75 milyar dolar yatırım sermayesine ihtiyaç varmış. Bu çapta büyük paraların kısa vadede devreye girmesi zor. Ama yalnızca BAE (Birleşik Arap Emirlikleri 7 emirlikten oluşuyor) ile çeşitli alanlarda kullanılmak amacıyla 50.7 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandı. Türkiye ekonomisinin zor durumda olduğu göz önüne alınırsa, başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez Ülkeleriyle başlatılan bu ilişkilerin ne denli önemli olduğu herhalde anlaşılır.
Batı cephesinde durum böyle. Gelelim muhalefete… görüldüğü gibi CHP’de sular durulmuyor. Kılıçlar çekildi ve kıran kırana bir “koltuk kavgası” var. İmamoğlu başarısız bir belediye başkanı. Kılıçdaroğlu da hiç seçim kazanmamış başarısız bir genel başkan. Al birini vur ötekine! Kardeşim bu CHP’liler iktidar için değil, parti yönetimine gelmek için savaşmayı beceriyorlar. Arkadaş siz… 28 Mayıs seçimlerine kadar “baba-oğul” değil miydiniz? Bir politikacı “çapsız” olur ama, bu kadar da olmaz. Bir ay önce dost… bir ay sonra düşman. Yalnız İmamoğlu mu? Kılıçdaroğlu’nun en sadık adamları… yani genel başkan yardımcılarının hepsi saf değiştirdi. İmamoğlu’na çalışıyorlar. Özgür Özel, Emin Altay, Özcan Özkoç gibi yalakalar sürüsü daha düne kadar Bay Kemal’e söz söyletmiyor, ayağını öpüyorlardı. Bugün de İmamoğlu’na secde ediyorlar. Böyle particilik mi olur? Sizde onur denen şey, siyasi ahlak yok mu? Faik Öztrak: “Sayın Kılıçdaroğlu CHP Gemisini sakin limanlara demirleyene kadar mücadele edecek” diyor. Allah… Allah… gemiyi on iki seçimde sakin bir limana taşıyamamış da belediye başkanlığı seçimlerinde mi taşıyacak? Haaa… anladım… dokuz ay sonraki seçimlerde büyük şehir belediyelerinin hepsini alacak. Bre… breh!… Ama 2019 seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere 11 büyük şehir belediyesi kazanmadı mı? Bu kez de hepsini kazanır. Ne diyelim… Allah akıl-fikir ihsan eylesin!
Belçika’da koyu mu koyu bir CHP’li arkadaşımın eşi, Kılıçdaroğlu’nu ekranda gördüğünde: “Çıktı gene bizim bostan panisi” dermiş. Anadolu kadınının erdemine hayranım. Ama yenge paniye “sus” dersin, kuyruğunu kısar susar. Ama Bay Kemal direniyor. Delegeleri iyi ayarlamış. “Gitmem Allah gitmem” diyor.
Yüzde sıfırlı partilere 39 milletvekili dağıttı ya… meğer Ümit Özdağ’la da protokol imzalamış. Seçimleri kazanınca Zafer Partisi’ne üç bakanlık, bir de MİT Başkanlığı verecekmiş. Ümit Özdağ bugün açıklama yaptı: “Kazansaydık ben şimdi içişleri bakanıydım” dedi. Faik Öztrak yalanladı. Özdağ’da: “İmzalı belge var. Açıklarım haaa” dedi. Bay Kemal bu yanlışlardan hala ders çıkarmıyor. Şimdi de Akşener’e boncuk gösteriyor. Akşener Adana, Mersin, Antalya, Manisa gibi büyük şehirleri istiyor. Döküntü partilerden medet umma şampiyonu Bay Kemal ise kazanamayacağını bildiği için Akşener’e: “Tamam… sen İstanbul ve Ankara’da bizi destekle de… öte yanı önemli değil… al o şehirleri” diyecek.
2008 Yılında yayınlanan “Bilgi Çağı” adlı kitabımın 227.nci sayfasında: “Ulus devletler çöküyor… onun siyasal kurumu olan siyasi partiler de yok olacak. Ama bunların içinde ulus devletin iki siyasal kanadı, yani CHP ve MHP çağa en son teslim olan partiler olacaktır” diye yazmışım. Galiba Bay Kemal beni haklı çıkaracak… CHP’nin kökünü kazıyana kadar koltuğu kimseye vermeyecek. Değilse bu adamın bu kadar yenilgiye rağmen hala direnmesinin başka nedeni olamaz.

424 Kez Görüntülendi.
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2020 Emirdağ Gazetesi Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.