Hoşgeldiniz  

Demirtaş Değişti

Ömer ÖZKAN | 02 Haziran 2023 | Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Politika, Tüm Manşetler


Ömer ÖZKAN
ozkanomer@gmail.com

14 ve 28 Mayıs seçimleri dünya için, Türkiye’miz ve halkımız için… geleceğimiz için hayırlı olsun! Dış güçler de dahil muhalefet elinden geleni ardına koymadı. Teknolojinin yarattığı imkanları sonuna kadar kullandılar. İtibarsızlaştırma, yalan ve iftiraya dayalı kirli propaganda çekilmez boyutlar aldı. Ama yalnızca sözümona “aydın” geçinen seçkinleri, batıcı-laik ve kemalist çevreleri kandırabildiler. Kafalar karıştı. Sade vatandaşın beyni allak-bullak oldu. Gerçekten de tarihin en tehlikeli seçiminde “yenilmeyi” başardılar. Hangi yalana başvurdularsa duvara çarptılar. Halkımızın engin sağduyusu çapsız siyasetçilerin hepsini sandığa gömdü. Fakat başka bir parti ya da başka bir “lider” olsaydı, bu şer cephesinin kurduğu tuzaklar asla aşılamazdı.
Ülkemizi sarsan birinci deprem; 15 Temmuz kalkışmasıdır. İkinci deprem; tarihin en büyük, en yıkıcı depremi olan 6 Şubat depremi. Ama bunları da gölgede bırakan bir üçüncü deprem daha yaşadık ki… sağolsun Reis’in doğru tespitleri ve doğru politikalarıyla bu depremi de kazasız belasız atlattık. Zafer elbette “Reis”in zaferidir. Ama başarının temelinde bir başka gerçek daha var ki… o da “başkanlık sistemi”dir. Türkiye ne idüğü belirsiz eski parlamenter sistemde ısrar etseydi… “milli irade” böyle bir zafer kazanabilir miydi? Bu seçim çok konuşulacak… çok yazılıp çizilecek. Fakat biz dün, yani 31 Mayıs Çarşamba günü ekranlara düşen bir başka haberden söz etmek istiyoruz. Bu haber, Demitaş’ın “aktif siyaseti” bırakması haberidir.
Şurası bir gerçektir ki, Demirtaş siyaseti bırakmamış, “yeni” bir siyaset başlatmıştır. AK Partililer soruna “terör” cephesindeki hesaplaşma penceresinden bakıyor. Doğrudur… ama, işin içinde iş var. Bölücü hareket çalkalanıyor. Tartışmalar taa… 17 Mayıs 2005’lere, Öcalan’ın sadece Güney-Doğuda bağımsız bir “Kürt devleti” kurma projesinin, PKK Sözleşmesinin çöpe atılmasına kadar uzanır. 2005 Kongresi Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yaşayan bütün Kürtlerin “tek bir bayrak altında” toplanmasını… Kürtçülerin eski hayali olan “Büyük Kürdistan” hedefini oy birliğiyle kabul etti. Bu nedenle de yeni bir örgütlenmeye gidildi ve “KCK = (Koma Civakén Kürdistané) = Kürt Topluluklar Birliği kuruldu. Böylelikle ayrılıkçı Kürt Hareketinde Öcalan dönemi bitti. Karayılan dönemi başladı. Bizimkiler, örneğin Suriyeli Kürt örgütüne hala PKK/PYD diyor. Ama yanlıştır. Çünkü PYD, PKK’nın değil, KCK’nın Suriye koludur. Yani KCK örgütüdür. KCK Dört ülkedeki ayrılıkçı Kürt örgütlerinin “üst örgütü”dür. Hatta PKK bile, KCK’nın Türkiye koludur.
Kandil’ciler Öcalan’a açıktan karşı çıkmadılar. Onun liderliğini kabul ediyor gibi göründüler. Fakat Öcalan’ı “sembolik” lider konumuna indirdiler. Çünkü 2005 Kongresi dört eşbaşkanı, onlardan da Murat Karayılan’ı “baş” yaptı. Öcalan, 2013 Diyarbakır Nevruzuna gönderdiği mektupta: “Silahlar bırakılsın, dağdan inilsin. Birlikte yaşama politikasına geri dönülsün!” dedi. Ama Kandil (Karayılan) onu dinlemedi. HDP 7 Haziran seçimlerinde başarılı olunca, % 13 oy alınca Karayılan düğmeye bastı ve “hendek savaşları”nı başlattı. Demirtaş o zamanlar Kandilciydi. Fakat o kalkışmadan sonra Türkiye bindirdi… Doğu ve Güney Doğuda belleri kırıldı. Ondan sonra ayrılıkçı güçler arasında “birlikte yaşamak mı, yoksa ayrı devlet kurmak mı?” tartışması hızlandı. Sonunda Demirtaş saf değiştirdi. Öcalan’ı desteklemeye başladı. Bu nedenle Kandil’den kırmızı kart yedi.
Tarihsel gerçekler Öcalan’ı bile dize getirdi. Öcalan: “40 Yıldan beri, sadece Türkiye’de bağımsız bir Kürt devleti kurulamazken, dört ülkede nasıl kurulacak?” sorusuna gerçekçi bakıyor. Bu nedenle Kandil’le aralarındaki kavga derinleşiyor. HDP’ye bir hayli oy verseler de Kürt Halkının % 90’ı Türkiye’den ayrılmak istemiyor. Hatta sınırlar açılsa diğer ülkelerdeki Kürtlerin çoğu Türkiye’ye doluşur. Bu nedenle marjinal/marksistler her geçen gün kan kaybediyor. PKK Tabanı Öcalan’ın doğru düşündüğüne inanıyor. Böylelikle bölücü cephede “Türkiyelileşme” düşüncesi giderek ağırlık kazanıyor. Demirtaş’ın açıklamalarına bu pencereden bakılmalıdır.
Türkler… Kürtler… öteki Türkiye Halkları “etle-kemik” oldular. Birbirlerinden kız alıp kız verdiler… akraba oldular. Bu kadim kardeşlik asla ve asla hançerlenemez. Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi olan Kürt sorununun yakın gelecekte aşılacağına inanıyorum. Bizlerin… 85 milyonun buna ihtiyacı var. Göreceksiniz “TÜRKİYE YÜZYILI”nda neler olacak ne ler… Herşey güzel olacak!…

408 Kez Görüntülendi.
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2020 Emirdağ Gazetesi Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.