Hoşgeldiniz  

CHP değişecek mi?

Ömer ÖZKAN | 26 Ağustos 2023 | Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Politika, Tüm Manşetler


Ömer ÖZKAN
ozkanomer@gmail.com

Efesli filozof Herakleitos (M.Ö. 535 – 475): “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” demiş. İmamoğlu da bu deyişi diline tespih etti. Böylece CHP’de herkes “değişimci” oldu. Peki… CHP değişebilir mi? Değişirse, değişimin sınırları nedir? Önümüzdeki kurultaya herhalde bu tartışma damgasını vuracak.
Bilindiği gibi CHP’nin sembolü “altı ok”tur. Altı ok, altı ilke demektir. Yani altı ok; cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik, milliyetçilik, devletçilik ve devrimciliktir. Bu ilkeler CHP’nin kuruluş çizgileridir. Varoluş ilkeleridir. Onun için değişim denince, her şeyden önce yüz yıl önce devreye giren bu renklerin solup solmadığı, eskiyip eskimediği ya da değişip değişmediği akla gelmelidir.
Şurası bir gerçektir ki, bu altı ilkenin beşi değişmez. Cumhuriyetçilik değişmez. Halkçılık, laiklik, milliyetçilik ve devrimcilik de değişmez. Geriye kala kala sadece “devletçilik” kalır ki, devletçilik ya da karma ekonomi modeli zaten eskimiş, kullanılmaz hale gelmiştir.
Ama bütün bu gerçeklere rağmen CHP’liler, her söze başladıklarında: “Her şeyi sattılar” demekten kendilerini alamazlar. İnsanın kendi kendine: “Devletçilik politikası terk edilmeseydi, acaba daha mı iyi olurdu?” diye sorası geliyor. Üretim dünyasında devlet tekrar kolları sıvasa halk kazançlı çıkmaz mı? Bizce hayır! Çünkü kapitalizm özel sektörcülük, sosyalizm de devletçilik demektir. Dünya sosyalist sistemi 32 yıl önce çöktüğüne göre, demek ki, özel sektörcü politika daha doğrudur. Zaten cumhuriyetin hemen ikinci yılında, yani 1924’te, “İzmir İktisat Kongresi” yeni yol haritasını çizmiş ve “kapitalist kalkınma yolu” kabul edilmişti.
Gelelim değişim konusuna… günümüz CHP’sinde ilkesel bir değişim olabilir mi? Hayır olamaz! Karma ekonomi modeli de geri gelmez. Çünkü küreselleşme dünyası yaşanıyor. O zaman “değişim” tartışmasının anlamı nedir? Bizce CHP’nin her şeyden önce “zihniyet değişimi”ne ihtiyacı var. CHP “tek parti” döneminin hastalıklarından kurtulmalıdır. CHP’li hala kendini “seçkin” sanıyor. Halkın üzerinde görüyor. Bu nedenle hala halkı horluyor, aşağılıyor. Adı “halk partisi” olduğu halde bir türlü “halkçı” olamıyor. CHP’liye göre “halk cahildir… gerici, yobaz ve kökten dinci”dir.
CHP’li sıkıştığında “kemalizme” sığınıyor. Atatürk ticareti yapıyor. “Bu devleti CHP kurdu. Atatürk şöyle dedi… Atatürk böyle dedi” vs… vs… CHP’nin yüzde 20-25 aralığında gidip gelen sabit bir oy deposu vardır. Yönetim ne derse desin bu oylar ne artar ne de eksilir. Çünkü her seçimde CHP’li taban CHP’ye “tıpış tıpış” oy vermektedir. Bu nedenle CHP’de “siyaset üretme”nin anlamı yoktur. Örneğin, CHP’de gerçekçi düşünen, geleceği doğru okumaya çalışan bir tane “ekonomist” göremezsiniz. CHP’li kafa kapitalizme karşıdır… özelleştirmeye karşıdır… zenginliğe karşıdır. Geriye kala kala bir tek karma-ekonomi kalır ki, onun da zaten cılkı çıktı. Eskidi… kokuştu. Kısacası, CHP’li siyasetçinin eli-kolu bağlıdır. Hiçbir CHP’li beyin proje üretemez. CHP’li geleceğe bakamaz. CHP’linin yönü her durumda “geriye dönük”tür. Bu nedenle CHP’li popülisttir. Demagoji ustasıdır. Olayları çarpıtmakta, rakiplerini karalamakta üstüne yoktur.
CHP’li sivrilenler ülkede iktidar olmayı değil, her zaman partide iktidar olmayı düşünürler. Dertleri ülkeyi değil, partiyi yönetmektir. Koltuğu çok severler. Bu nedenle CHP’de yarış parti içi koltuk kapma yarışıdır. CHP’de altı ya da yedi dönem aralıksız milletvekilliği görevinde bulunan birçok isim vardır. Oooh ne güzel… salla başını, al maaşını. Bu nedenledir ki, CHP asla ve asla et olup ekmek üzerine gelemez.
Ben 2008 yılında yayınladığım “Bilgi Çağı” kitabımın 226.ncı sayfasında Türkiye’de yok olan partileri sıralamışım. Örneğin, Adalet Partisi yok oldu. Özal’ın ANAP’ı, Ecevit’in DSP’si silinip gittiğini… CHP’nin de en son yok olacağını yazmışım. Demek ki, on beş yıl önce bugünleri görmüşüm. Türkiye parlamenter sistemden “başkanlık sistemi”ne geçti. Bu sistem “iki partili” sistemdir. Üçüncü partiyi kaldırmaz. Siyasetçilerin her şeyden önce bu gerçeği içselleştirmeleri şarttır. CHP Üretemiyor. Üretemediği için değişemiyor. Demek ki, “yok olma” noktasına doğru hızla ilerliyor. Vallahi ben söylemiyorum… komşu söylüyor.

416 Kez Görüntülendi.
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2020 Emirdağ Gazetesi Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.